Yedi Hilal’den hitabet ve ezgi dolu program

Yedi Hilal Derneği Batman Şubesi, Yeni Hilal Derneği Genel Başkan Samet Paçacı ve 20. dönem Rize Milletvekili Şevki Yılmaz’ın katılımlarıyla ‘Dert ve dava sahibi bir gençlik’ konulu bir program gerçekleştirdi.

Yedi Hilal’den hitabet ve ezgi dolu program
Yayınlama: 17.09.2023 12:52:58
170
A+
A-

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans salonunda yapılan etkinliğe katılımcılar yoğun ilgi gösterirken, Grup Sancaktar’ın ezgileri salona renk kattı. Programa birçok siyasi parti ve STK temsilcisi de katıldı. Batman İl Müftülüğü Gençlik Koordinatörü İl Vaizi İbrahim Halil Yakut tarafından okunan Kur’an tilavetinin ardından program, genel merkezce hazırlanan Yedi Hilal sinevizyon gösterimi ile devam etti.

“SÖZÜMÜZ ÖNCE NEFSİMİZEDİR”

Yedi Hilal, maruf – münker çizgisinde her türlü taassuptan ve aşırılıktan uzak vasat ümmet duruşuna sahip olduğunu belirten Yedi Hilal Batman Şube Başkanı Ahmet Başaran, “Yedi Hilal, sahnedeki oyunu ve oyuncuyu değil, arkadaki oyun kurucuyu gören bir bakış açısıyla tüm hadiseleri doğru bir analiz ile değerlendirir. Yedi Hilal, söz sahibi olmadan evvel, öz sahibi olmayı önemser. Çünkü özü sağlam olanın sözü de sağlam olur. Sözümüz önce nefsimizedir. Yedi Hilal, ümmetin ve milletin derdini umur edinenlerin yoldaşıdır. Bu itibarla kişisel hiçbir hesabın içinde olamaz, kişisel beklentiler ile hareket etmez. Bilir ki derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur. Yedi Hilal gençlerimizin ülkesine, milletine faydalı bireyler olarak yetişmesi için çalışıyor” dedi.

“YEDİ HİLAL, YOLA İLKESİNİ KOYARAK ORTAYA ÇIKMIŞTIR”

Derneklerinin 2012 yılında İstanbul Üsküdar’da kurulduğunu belirten Yedi Hilal Derneği Genel Başkan Samet Paçacı, “Derneğimiz bugün Türkiye’nin 51 farklı ilinde, 88 farklı şubesiyle çalışma yapan bir hale geldi. Yedi Hilal ilk kurulurken, bazı gelenekleri önemseyerek, ilkesini ortaya koyarak yola çıkmıştır. Birincisi ilim geleneği. Bu ilim geleneğinde İmam Şafii, İmam Ebu Hanefi, Zahid Kevseri gibi zatlar öncülüğünde bir ilim geleneği inşa edilmesini, aynı zamanda bir gencin fikir geleneği inşa etme konusunda da, Akif’lerin çıkardığı Sebilürreşad, Necip Fazıl Üstadın çıkardığı büyük doğu ve daha sonra Sezai bey ile beraber gelen Mavera dergilerini de önemsemiştir. Üçüncüsü, hareket ayağı olsun bu yapının diyerek, 1960-70’li yıllarda edebiyat ve kültür-sanat çalışmalarıyla öne çıkan Milli Türk Talebe Birliği’nin edebi yönünü, Akıncılar’ın hareket yönünü, Milli Gençlik Vakfı’nın da teşkilatçılık yönünü alıp, bu üç teşkilatın yeni sac ayağı olsun diye, Yedi Hilal bunları öncelemiştir. Son olarak, bir yapının manevi ayağı olmadan olmaz diyerek, manevi ayağının inşa edilmesi yönünde de, Mehmet Zaid Efendi gibi, Bediüzzaman hazretleri gibi isimlerin de öncülüğünde inşa edilecek bir yapı kurulmasını önemsemiştir. Yedi Hilal, Yed-i Hilal ( Hilalin eli) olması muradıyla, yedi tepeden yedi kıtaya ulaşan bir nizamı öncelesin, azan, tozan, bozan bir gençlik için değil, bizzat inşa eden, okuyan, yazan bir gençlik muradıyla yetişmesi için ocak olsun istiyoruz. İslam kardeşliğini esas alan, bulunduğu yere rengini veren, iyiliği emreden bir genç yetişsin. Biz gençlerimize sancaktar diyoruz. Nasıl ki, 90’lı yıllarda hepinizin bildiği o mücahit kavramını işlemeye devam ediyoruz” dedi.

“Z KUŞAĞI KELİMESİ, SEÇİM VE SİYASET MALZEMESİ YAPILDI”

Herkesin kullandığı ‘Z’ kuşağı kelimesinin, batının özellikle müslüman dünyasındaki gençleri bir kavram altına hapsetmekten ibaret olduğuna dikkat çeken Yedi Hilal Genel Başkanı Samet Paçacı, “Z kuşağı, iktisat üzere kullanılan bir kavram iken, bir baktık ki seçim üzerine, siyaset üzerine kullanılan bir kavram haline geldi. İşte, ‘Z’ kuşağını herkesin şikayet ettiği, ‘Z’ kuşağı şöyle, ‘Z’ kuşağı böyle diyerek, özellikle orta yaşı gençlerden ayıran,  siyasi bir malzeme olarak kullandılar. Biz gerçekten gençlerin Türkiye’de güzel işler yaptıklarını, özellikle teknolojiyi, sosyal medyayı, medyayı.. İşte imam hatiplerden, normal liselerden binlerce gencin mezun olduğunu ve büyük işler yaptığını görüyoruz. Sadece Türkiye’de, özellikle 1990’ların sonu ve 2000’lerin sonuna kadar, belki 2014’e kadar ciddi bir kuşağın kayıp olduğunu düşünüyoruz. Yaptığımız çalışmaların çoğunda, gözlemlerimizin 30 ila 40 arasında bir insan kaynağının Türkiye’de İslami çalışmalarda kayıp olduğunu düşünüyoruz. Bu kaybın yeniden yaşanmaması için Yedi Hilal gibi yapılar, kardeş kuruluşlarımız çalışmalara başladı. 30 yaş altında bugün Türkiye’de binlerce gencimiz var yapılarımızda, teşkilatlarımızda. Ama 30 ve 40 arasında, maalesef özellikle 28 Şubat’ın, darbenin yaşattığı süreçler ve FETÖ’nün istismar ettiği, kullandığı o gençler, bugün maalesef hizmet içerisinde çok fazla yer almadığını görüyoruz” dedi.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.