PEYGAMBERİMİZ VE HAYATI – 6

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla…

PEYGAMBERİMİZ VE HAYATI – 6
Yayınlama: 22.05.2025 12:18:05
16
A+
A-

Efendimiz’in mübarek hayatını anlatmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Hz. Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.s.), altı yaşındayken annesi Âmine, oğlu Muhammed’i ve cariyesi Ümmü Eymen’i yanına alarak Medine’ye doğru yola çıktı. Bu yolculuğun amacı, Efendimiz’in babası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmek ve orada bulunan, ailelerinin dayıları sayılan Adiy bin Neccar oğullarını görmekti.

Medine’de Enâbiğâ adlı kişinin evinde misafir edildiler. Bu evin avlusunda, Abdullah’ın mezarı bulunuyordu. Yaklaşık bir ay burada kaldıktan sonra, Mekke’ye dönüş yoluna geçtiler. Ancak ne yazık ki Âmine, Medine’ye yaklaşık 190 km uzaklıkta bulunan Ebvâ köyünde hastalanarak vefat etti ve oraya defnedildi.

Ümmü Eymen, küçük Muhammed’i Mekke’ye götürerek dedesi Abdülmuttalib’e teslim etti. Peygamberimiz, annesinin vefatından sonra iki yıl boyunca, sekiz yaşına kadar dedesinin himayesinde kaldı. Bu süreçte bakımını dadısı Ümmü Eymen yürüttü.

Abdülmuttalib torununu çok severdi. Onsuz sofraya oturmaz, ona özel bir ilgi gösterirdi. Kâbe’nin gölgesine Abdülmuttalib için bir minder serilir, kimse saygısından dolayı o mindere oturmazdı. Ancak küçük Muhammed gelip oturduğunda, amcaları onu oradan kaldırmak isterdi. Bu duruma müdahale eden Abdülmuttalib şöyle derdi: “Oğlumu bırakın! Allah’a yemin ederim ki, bu çocuğun şanı büyük olacaktır.” Ardından onu yanına oturtur, sırtını severdi. Bu hareketinden büyük bir memnuniyet duyardı.

Efendimiz sekiz yaşına geldiğinde, dedesi Abdülmuttalib vefat etti. Bu vefat, Peygamberimizi derinden üzdü. Ümmü Eymen, o gün Efendimizi ağlarken gördüğünü anlatmıştır. Dedesi vefat etmeden önce, torununu oğlu Ebû Tâlib’e emanet etmişti.

Ebû Tâlib, yeğeni Muhammed’i kendi öz evladı gibi sevdi. Gittiği her yere onu da götürür, kırk yıl boyunca öz babası gibi davranarak üzerine titredi. Onu sevdi, korudu ve yetişmesi için büyük çaba harcadı. Peygamber Efendimiz de Ebû Tâlib’e işlerinde yardımcı oldu. Çünkü Ebû Tâlib’in ailesi kalabalık, maddi durumu ise zayıftı.

Ebû Tâlib’in hanımı Fâtıma binti Esed de sekiz yaşından itibaren Efendimize öz annesi gibi baktı. Kendi çocuklarından önce onu doyurur, korur, gözetirdi. Efendimiz, yıllar sonra Fâtıma binti Esed’in Medine’ye hicret etmesinden sonra da onu sık sık ziyaret ederek minnettarlığını göstermiştir.

Yazımızın devamı bir sonraki bölümde yer alacaktır. Allah’a emanet olun.

SORU – CEVAP

* Uyumak abdesti bozar mı?

– Uykunun abdesti bozup bozmaması, kişinin uyuma şekline bağlıdır. Eğer kişi yere sağlam bir şekilde oturarak uyursa ve mafsalları gevşememişse, abdesti bozulmaz. Ancak yan yatarak veya gevşemiş bir şekilde uyumak abdesti bozar. Bu nedenle, örneğin otobüs ya da tren gibi ulaşım araçlarında dik oturarak uyuyan kişilerin abdestleri bozulmaz. Çünkü bu durumda beden kontrolü tamamen kaybedilmemiş olur. Ancak tam bir gevşeme hâlinde olan uyku, abdesti geçersiz kılar.

 

Mehmet Sabaz biyografi:
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.