“Doğa ve insan kaybetti”

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilen İklim Kanunu, iklim krizine karşı kapsamlı ve bilimsel çözümler sunması beklenirken, emisyon ticareti sistemi üzerine inşa edilerek eleştirilerin odağına yerleşti. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, kabul edilen yasanın toplumu ve doğayı koruyan bir “iklim kanunu” değil, şirketlerin kazancını önceleyen bir “Emisyon Ticaret Sistemi Kanunu” niteliği taşıdığını ifade etti. Ataç, “Bu kanunla kaybeden doğa ve insan oldu” dedi.

“PARİS ANLAŞMASI GÖZARDI EDİLDİ”
2-3 Temmuz’da görüşülerek kabul edilen kanun, sera gazı azaltımı ve iklim krizine uyum politikalarını güçlendirmekten çok, Emisyon Ticaret Sistemi’ni (ETS) yasal zemine oturtmayı amaçladığını ifade eden Ataç, yasanın Paris Anlaşması’nın 1,5°C hedefiyle çeliştiğini, 2053 net sıfır emisyon hedefinin bile bağlayıcı bir hüküm olarak tanımlanmadığını belirtti. Ataç, “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla çelişen bu yasa, bilimsel gerçeklere dayanmıyor” dedi.

“FOSİL YAKIT VE ADİL GEÇİŞ GÜNDEMDE YOK”
Yasanın en büyük eksikliklerinden biri de fosil yakıtlardan çıkış ve adil geçiş konularına dair herhangi bir plan sunmaması oldu. Ataç, “İklim krizinin etkilerinden en fazla etkilenecek olan kırılgan gruplar—kadınlar, çocuklar, çiftçiler ve yoksullar—bu yasada tamamen göz ardı edilmiştir” dedi. TEMA Vakfı, ETS’den elde edilecek gelirlerin yalnızca %10’unun adil geçiş uygulamalarına ayrılmasının da yasada sermayenin önceliklendirildiğinin göstergesi olduğunu vurguladı.

“ANAYASA MAHKEMESİ’NSEN DÖNMELİ”
TEMA Vakfı, yasanın doğayı, insanı ve kamu yararını gözetmediğini vurgulayarak, kanunun Anayasa Mahkemesi’nden dönmesi gerektiğini ifade etti. Ataç, “Bilimsel, katılımcı ve adil bir İklim Kanunu için mücadelemiz sürecek” dedi.