Mısır ekimi enerji ve su krizini derinleştiriyor

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kuraklık tedbirlerine rağmen, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüksek su tüketen mısır gibi ürünlerin bilinçsiz şekilde ekilmesi, hem su kaynaklarını hem de enerji altyapısını tehdit ediyor. Dicle Elektrik tarafından yapılan açıklamada, özellikle Batman, Şanlıurfa ve Mardin’de ikinci ürün olarak yapılan plansız mısır ekimlerinin enerji şebekesi üzerinde ağır bir yük oluşturduğu belirtildi. Dicle Elektrik yetkilileri, bakanlık tarafından alınan mısır kısıtlama kararlarına uyulmaması halinde, bölgede uzun süreli ve yaygın elektrik kesintilerinin yaşanabileceği uyarısında bulunarak, “Yasal düzenlemelere uymayan ve elektrik bedeli ödemeyen üreticilerin bağlantıları kesilecektir” ifadelerine yer verdi.

YAĞIŞLARDA YÜZDE 60’A VARAN AZALMA

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, 2024-2025 dönemine ait meteorolojik verilere göre Türkiye genelinde yağışların % 40 ila % 60, GAP bölgesinde ise % 55 ila % 60 oranında azaldığını belirtti. Öztürkmen, “Bu yıl birçok çiftçimiz kuruya ektiği mercimek ve arpalarını hiç hasat etmeden sürdü. Bu hem ekonomik hem de sosyal bir krizdir” dedi. Kuraklığın sadece kuru tarımı değil, sulu tarım yapılan alanları da tehdit ettiğini kaydeden Öztürkmen, Atatürk Barajı gibi önemli rezerv kaynaklarında da su seviyelerinin kritik düzeye gerilediğini, yer altı su seviyelerinin ise kuyularla yapılan yoğun sulama nedeniyle hızla düştüğünü söyledi.

“GAP’TA EKİM NÖBETİ SİSTEMLERİ GÜNCELLENMELİ”

Prof. Dr. Öztürkmen, bölgede sürdürülebilir tarım için GAP kapsamındaki ekim nöbeti sistemlerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Su tüketimi düşük, katma değeri yüksek ürünlere yönelmenin önemine değinen Öztürkmen, doğanın korunmasının da su krizine karşı alınacak tedbirler arasında olduğunu söyledi. “Orman alanlarının korunması, ağaçlandırma ve modern sulama tekniklerinin yaygınlaştırılması su bütçemizi olumlu yönde etkileyecektir” diyen Öztürkmen, iklim değişikliğinin etkilerine karşı tarımsal üretim planlamasının bugünden yapılmasının zorunluluk haline geldiğini belirtti.