Kader… Kimine göre değişmez bir yazgı, kimine göre insanın elinden kayan bir iptir. Oysa kader, yalnızca başımıza gelenlerin toplamı değildir. Kader, insanın kendi gayretiyle şekillendirdiği, teriyle yoğurduğu bir yoldur. Çünkü kader, tembellerin değil; gayret edenlerin yanındadır. Boşuna denmemiştir: “Kader gayrete âşıktır.”
İnsanın hayatındaki en büyük kuvvet, gayretidir. Gayret; umutsuzluğun içinde bir umut, karanlığın içinde bir ışık gibidir. Gayret eden insan, yalnızca bir hedefe yürümekle kalmaz; aynı zamanda kaderini yeniden yazar. Çünkü kader, yerinde duranları değil; adım atanları sever. Hazreti Mevlânâ ne güzel demiştir:
“Sen yola çık, yol sana görünür.”
Bu söz aslında gayretin özüdür. İnsan, ilk adımı attığında bile Rabbine bir niyet gönderir. O niyet, gayretle birleştiğinde kaderin akışı değişir. Çünkü kader, iradesini kullanan insana kıymet verir. Boş oturana değil, emek verene, denemekten yılmayana gülümser.
Hayatta büyük başarılar çoğu zaman büyük yeteneklerden değil, büyük gayretlerden doğar. Bir tohumun filizlenmesi, toprağın içinde sabırla bekleyişine bağlıdır. Tohum, güneşi göremez belki ama toprağı yaracak gücü içinden bulur. Aynı şekilde insan da sabırla, azimle ve inançla ilerledikçe olgunlaşır. Hz. Ali’nin şu sözü bu gerçeği çok güzel özetler:
“Çalış, gayret et; çünkü gayret, nasibin anahtarıdır.”
Kader, bize verilmiş bir yazgı değil; bize emanet edilmiş bir sorumluluktur. Rabbimiz Kur’an’da buyuruyor:
“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm, 39)
Bu ayet, kader ve gayret arasındaki o ince bağı en sade haliyle anlatır. Biz neye emek verirsek, kader de oraya doğru eğilir. Emekle beslenen bir hayat, sonunda mutlaka meyvesini verir.
Kimi insanlar kaderi bahane eder; oysa bahane etmek, gayretin düşmanıdır. Çünkü bahane, insanı olduğu yerde tutar. Gayret ise insanı ileri taşır. İşte o yüzden kader, gayrete âşıktır. Tembelliğe değil; alın terine, samimi niyete ve sebatkâr adımlara hayrandır.
Bugün hangi noktada olursak olalım, unutmamalıyız: Bizim kaderimiz, bizim gayretimizin izdüşümüdür. Hayat bize ne getirirse getirsin, gayret ettikçe yollar açılır, engeller aşılır. Ve bir gün, dönüp arkamıza baktığımızda şunu anlarız:
Kader, aslında bizi değil; biz kaderimizi yazmışızdır.
“Gayret edenin kaderi, her zaman yola çıkanların kaderidir.”