BAYRAM ŞEKERİ VAR İSTERSEN!

Şimdi ise, bu cümle acı bir ironiye dönüşmüş durumda. Çünkü birçok vatandaş için artık bayram şekeri bile erişilemeyecek bir lüks halini aldı. Kentte sorunlar, bir yumağa dönmüş; çektikçe büyüyen, çözülmedikçe kangrenleşen…

Yıl 2025. Bayram geliyor ama vatandaşın sofrasında bayramdan eser yok. Geçim derdi, kiralar, faturalar ve temel gıda maddelerine erişimde yaşanan sıkıntılar; bayram sevincinin önüne geçmiş durumda. Bir zamanlar bayram sofralarının bereket simgesi olan et, şimdi hayal olmuş.

Kurban Bayramı denilince akla ilk gelenlerden biri et kokusu olurdu. Mahallede kurbanlar kesilir, komşular birbirine et dağıtır, çocuklar kurbanlıklara sevinerek bakardı. Bugün geldiğimiz noktada ise, vatandaşın büyük kısmı kurban kesmeyi unutmuş, hatta etin kokusunu dahi unutur hale gelmiş durumda.

Bayram geldi, ama kimin için? Şeker alacak gücü olmayan bir vatandaş, çocuğuna nasıl bayramlık alsın? Evine et girmeyen bir sofrada hangi sevinç yeşerir? Sorular çok, ama yanıtlar hep aynı kapıya çıkıyor: Derinleşen yoksulluk, azalan alım gücü ve unutulmaya yüz tutmuş bayram değerleri.

Ama hâlâ umut var… Bayram, hâlâ hatırlamak için bir fırsat olabilir. “Kurban”ın özüne dönüp, bir başkasının sofrasına el uzatmak; gerçek bir tebessüm, bir destek eli olmak… Belki de bayramı yeniden bayram yapan şey budur.

* * *

BATMAN SORUNLARIYLA BAYRAMA MERHABA DİYOR

Batman’da çukur var, ama sorun o değil.

Batman’da yol yok.

Yani var da…

Yamuk.

Kırık.

Delik.

Asfalt değil, sanki satranç tahtası.

Hamle senin, zarar arabanın.

Yeni yapılan yollar üç hafta sonra çökmeye başlıyor.

Yani “yeni” değil, “hızla çürüyen” anlamında kullanılıyor.

Logar kapakları desen…

Yolla hiçbir alakası yok.

Ya 10 santim aşağıda, ya 8 santim yukarıda.

Dümdüz yürümek için ya atlet olman gerekiyor ya da dua etmen.

Batman’da su sorunu halen yaşanıyor.

1 Milyon kişiye yetecek su var ama nerde…

Esnaf bitmiş.

Siftah yapmadan gün kapatan dükkan sayısı artıyor.

Gençler işsiz.

Okuyan da, okumayan da…

İş yok.

Ümit yok.

Ama Almanca öğreniyorlar.

Çünkü plan belli: Gitmek.

Ekonomik kriz herkesin cebinde.

Market fişi artık uzayıp giden bir trajedi.

Vatandaş soruyor:

“Ne olacak bu halimiz?”

Fransız Devrimi’nden önce, halk “ekmek yok” diyordu.

Kraliçe Marie Antoinette ne demişti?

“Ekmek yoksa pasta yesinler.”

Batman’daki tablo da aynı.

Vatandaş “açız” diyor.

Yani özetle:

Batman’da çukur var.

Ama asıl çukur; halkla yönetim arasındaki uçurum.

Yol bozuk, su yok, iş yok.

Ne desek boş,

Anlayacağınız her yer Batman’daki logar kapakları gibi, ne zaman yollarımızdaki kapaklar zeminle bütünleşse, o zaman deriz ki biz bu işi biliyoruz.

Biz geliştik, biz mükemmeliz, herkes bizi kıskanıyor, harikayız.

Hayallerde buluşmaya devam…

İyi bayramlar…