SANATÇI SANATINDA KARAR VERMELİ

Toplumlardaki değişik kültürler, yine o toplumdaki bireylerin eğitimi, öğretimi, gelenek ve göreneği çevresindeki yaşam koşulları belirler. Her birey önce kendinden, sonrada çevresinden sorumludur. Toplum içinde aldığı kültür ve bilgi birikimi kişilerin toplumdaki yaşam şekillerini belirlediği gibi, aynı zamanda da kişileri birbirlerine sorumlu tutar. Her yapılan davranış bireylerin kendi kişiliklerini oluşturur ve toplumun belli kademelerinde yer almalarını sağlar.

Toplumda yer alan kişiler bulundukları konumları itibariyle hareket ederler. Sanatçılar, politikacılar, işçiler, memurlar gibi toplumun her kademesini oluştururlar ve birbirleriyle yaşamsal alanlarda çalışmalar yaparlar.

Günümüze baktığımız zaman, toplumumuzun her kademesini oluşturan kişiler, kendi yaptıkları işlerle ilgili çalışmaları, başka kişilerin yapmış olduğu çalışmalarla karıştırmamaktadırlar. Çünkü herkes kendi işinin erbabıdır ve kendi işini daha iyi yapar. Bir insan çalıştığı alanlarda ihtisaslaştığı zaman, o iş daha mükemmel ve daha doğru olur. Yanlış olma ihtimali biraz daha azdır. Düşünün ki her gün evine giden insan evinin yolunu çok iyi bilir ve asla şaşırmaz. Evinin yolunu şaşırabilmesi için ya çok kötü bir durum olması gerekir, ya da beyinsel olarak kötü bir hastalık yaşaması gerekir. Onun dışında evinin yolunu oldukça kolay bulur.

Siyaseti yapan politikacılar ülkeyi yönetmekle yükümlüdürler. Sanatçılar ise kendi sanatını kültürel olarak icra etmelidirler. Siyasetçini sanatçının işine karışamayacağı gibi, sanatçının da siyasetçinin işine karışması doğru değildir. Herkes kendi işini kendi iş sınırları çerçevesinde yapmalıdırlar. Siyasetçiler, sanatsal alanlarda faaliyetler gösterensanatçıların, sanatını icra ederken yaşadıkları engelleri aşabilmeleri için, siyasetçilerden destek isterler. Siyasetçiler ise bu durum ile ilgili eksikler kendi çalışma alanlarına giriyorsa bu eksik yönleri tamamlamakla yükümlüdürler. Sanatçılar ise politik alanlarda, sanata ihtiyaç duyulduğu taktirde bu ihtiyaçları karşılamakla yükümlüdürler. Sanatçı ya hem sanatını icra edip aynı zamanda siyasetçi olacak, ya da sadece sanatını icra ederken siyasete katılmayacak sanatçı olarak kalacak. Bir insan kendi işinin dışında bilmediği işe el atmamalı ve bu konuda yorum yapmamalı. Siyasetçi siyaset yapmalı sanatçı ise sanatını icra etmelidir. Her iki kesim her ikisini de seçmiş ise, yani bir insan hem sanatçı olabilir hem de siyasetçi. O zaman iş değişir. Çünkü iki alanda da bilgi sahibidir. Ama tek tarafta kalmış ise diğer tarafta yani bilmediği bir konuda yorum yapamaz ve bilmediği bir konuya karışamaz bu durum doğru da olmaz.

Hayatı acımasız yapan bizleriz. Haddimizin dışına çıkarak sorunları çözmeye çalışırız. Herşeyi çok iyi biliyormuş gibi davranır uzaktan bilmediğimiz konular hakkında yorum yaparız. Bu durum da bizim, toplumda gülünç hale gelmemize neden olur.

Herkes kendi yaptığı işi devam ettirir yine kendi işiyle ilgili araştırmalar yapıp işini geliştirir ise, o işle ilgili ihtisas kazanmış olur ve profesyonelleşir.