Yazının Sessiz Gücü

Bazı kelimeler yüksek sesle söylendiğinde, sanki bir parçasını kaybeder.

Yayınlama: 01.06.2025 15:25:51
Düzenleme: 01.06.2025 15:26
34
A+
A-

Bazı duygular, dile geldiği anda silikleşir.

Yazı ise tam da bu kırılgan alanın içinde var olur.

Konuşmanın mümkün olmadığı yerde, yazının sessizliği devreye girer. Ne bağırır ne susar. Sadece oradadır.

Kalır.

Bu köşede kalıcı olana, yüzeyin altında saklı kalana yaklaşmaya çalışacağım.

Gündemin çarpıcı hızından, gündelik akışın yorgunluğundan uzak ama hayatın tam kalbinden konularla buluşacağız.

Çünkü insan bazen en çok kendi içinden geçeni fark etmediğinde uzaklaşır kendinden.

Ve belki de bu yüzden yazmak, yalnızca bir anlatma biçimi değil; bakmanın, durmanın ve çoğu zaman yüzleşmenin yoludur.

İlk kelimeyi yazarken zihnimde şu soru belirdi: “Neden yazıyorum?”

Bunun kesin, tek bir cevabı yok. Ama şu cümleyle başlanabilir: Yazmak, düşünmeyi derinleştiren bir eylemdir.

Düşünceyi şekillendirir, aynı zamanda onu sınar.

İçimizde berrak sandığımız fikirlerin, yazıya döküldüğünde aslında ne kadar kırılgan, ne kadar devingen olduğunu fark ederiz.

Ve bu fark ediş değerlidir.

Çünkü insan yalnızca güçlü olduğu yerden değil, kırıldığı, çatladığı yerden de düşünmeye başladığında değişmeye başlar.

Gerçek dönüşüm, o kırılganlıktan başlar.

Bu köşede zaman zaman bir duygunun izini süreceğiz; bazen bir kavramın, bazen bir suskunluğun kıyısında duracağız.

Birlikte bakacağız; ama ille de aynı yerden değil.

Yeter ki bakmayı seçelim.

Yeter ki kelimelerin taşıyamadığı sessizliklere de yer açabilelim.

*

Ben Kimim?

Psikoloji alanında çalışıyorum. Yıllardır insanları dinliyorum.

Bazen söylediklerini, çoğu zaman ise söyleyemediklerini…

Yazı benim için yalnızca bir ifade biçimi değil; düşünceye yer açan bir alan.

Sadece anlatmak için değil, anlamak için yazıyorum.

Bu köşeyi de tam olarak böyle görüyorum: Bir ifade alanı değil; bir düşünme alanı.

İçsel dünyamızın gölgede kalan, konuşulmamış yanlarını biraz olsun aydınlatabilmek için…

*

Kimilerine fazla sade, kimilerine fazla yavaş gelebilir bu yazılar. Ama belki de en çok, o sadeliğin içindeki derinliğe ihtiyacımız var.

Görüşmek üzere.

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.