Model kentten geriye kalan

“Türkiye’ye model olacak projeleri tek tek hayata geçiriyoruz.”

Yayınlama: 31.07.2025 12:56:10
489
A+
A-
Batman Medya Gazetesi İmtiyaz Sahibi

Bu cümle artık Batman’da oldukça tanıdık. Özellikle son dönemlerde sıkça tekrarlanıyor. Elbette bu söylemin altının ne kadar dolu olduğu tartışılır. Çünkü bir yanda vizyon projeler anlatılırken, öte yanda gündemimizi uzun süredir meşgul eden kaçak yapı meselesi tüm gerçekliğiyle karşımızda duruyor.

Geçtiğimiz günlerde Kösetarla, Deveboynu, Akça ve Binatlı başta olmak üzere dört bölgede toplam 75 yapının yıkımı gerçekleştirildi. Yıkım öncesi gerginlik yaşandı, bir yapı sahibi tepkisini göstermek için kulübesini ateşe verdi. Olay yerinde jandarma güvenlik önlemi aldı, iş makineleri devreye girdi ve bungalovlar tek tek yıkıldı.

Yıkımın gerekçesi açık: 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi. Evet, kanun ortada. Ama asıl mesele bu kanunun kime, ne zaman, ne şekilde uygulandığıyla ilgili. Buraya kadar her şey “yasa ne diyorsa o” çerçevesinde görünebilir.

YILLARCA NEREDEYDİNİZ?

Bu yapılar yeni değil. Kimse gece ansızın dikmedi bu evleri. Elektrik bağlandı, yollar yapıldı, çitler çekildi. Her şey göz göre göre oldu. O zaman bu kurumlar neredeydi? Yıllarca göz yumulan bir yapılaşma birden bire nasıl “öncelikli tehdit” haline geliyor? Bu soruların yanıtı kamuoyunun vicdanında cevap bulmayı bekliyor.

Üstelik bungalovlar örneği ne ilk ne de son. Batman’ın neresine gitseniz ruhsatsız yapılarla karşılaşırsınız. Kira Dağı eteklerinde, şehir merkezinde, kenar mahallelerde… Adeta usulsüzlük sıradanlaşmış. Peki o zaman neden sadece bu yapıların üzerine bu denli kararlılıkla gidiliyor?

Koca şehirde hukuksuzluklar zinciri arasında sadece bungalov ev yapanları seçip cezalandırmak, kamu vicdanında “adalet” duygusunu zedeliyor. Vatandaşın gözünde bu durum bir “çifte standart” gibi algılanıyor.

MODEL ŞEHİR OLMAK, SOSYAL TESİSLE OLMAZ

Model şehir olmak yalnızca yollarla, parklarla, birkaç sosyal tesisle olmaz. Bu kavramın içinde adalet, eşitlik, şeffaflık, katılım, planlama ve sürdürülebilirlik gibi temel kavramlar vardır. Eğer bir şehirde vatandaş, “Benim evim yıkılıyor ama filanca yerdekine kimse dokunmuyor” diyorsa orada “model şehir”den söz etmek kolay değildir.

Son olarak şunu söylemek gerek: Yaşanan bu süreç bir iki medya kuruluşunu ziyaret ederek anlatılamaz. Kamuoyunu ikna etmenin yolu, geniş katılımlı basın toplantıları yapmak, süreci belgeleriyle paylaşmak ve toplumu doğrudan bilgilendirmekten geçer. İnsanların evleri yıkıldığında değil, yapılırken de yanında olabilmek asıl başarıdır.

Sonuç olarak, Batman gerçekten Türkiye’ye model olmak istiyorsa, önce kendine dönüp şu soruyu sormalı: “Biz bu şehirde her şeyi zamanında, planlı ve adaletli yapabiliyor muyuz?”

GÜNÜN SÖZÜ:

“Deveye ‘boynun eğri’ demişler, ‘nerem doğru ki?’ demiş.”

Batman’da önce bu öz eleştiriyle yola çıkmak gerek. Çünkü gerçekten model şehir olmak, yalnızca sözle değil; icraatla mümkün.

 

 

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.