TV DİZİLERİ…

Kanunların zaman zaman revize edilmeye ihtiyacı oluyor. Çünkü zaman hızla değişiyor ve bir zamanların ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olan düzenleyici kurallar yeni zamanların ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak düşebiliyor.

Yayınlama: 27.10.2025 12:38:43
8
A+
A-

Çocukların son zamanlarda işledikleri suçlarla ilgili birçok konu klasik ve yeni medyada çokça dillendirildi. Ahmet Minguzi ve motorize tetikçiler bunlara örnek verilebilir.

Eğer bir çocuğun işlediği suç yüzünden birileri hayatından oluyor ise artık buna çocuk indirimi uygulanmamalı. Sanırsam bu konuda yasal düzenlemeler yapılıyor. Suça itilen çocuk konusu bir an önce tarih olmalı. Çünkü vicdanlar yaralanıyor. Ayrıca bu işten nemalananlar var. 10 Bin dolara bu işi yapan Kiralık Tüfekler var. Nasılsa yaş 18 altı ya, veriyorlar ellerine ölüm makinelerini ve infazlar gerçekleştiriliyor yada 16 yaşındaki çocuğa bir miktar para verip kendilerine haraç vermeyen işletmeleri kurşun yağmuruna tutabiliyorlar. Nasılsa yakalansa bile 30 yaşına varmadan çıkacaklar hapisten. Tıpkı Minguzi’nin katillerinin 30’lu yaşlarında çıkabileceği gibi.

Peki biz neden böyle olduk? Tarihin her döneminde vukuat işleyenler vardı ama şimdiki gibi değillerdi. Sebebi RTÜK’e rağmen yayınlanan suç dizileri. Sahi bu RTÜK nasıl izin veriyor bu tip dizilere? Bir denetim kurumunun da denetlenmesi lazım.

Yıllarca mafyatik dizilerle gençlerin beynini yıkadılar da yeni bir jenerasyon oluştu ve bunlar kolay yoldan para kazanmak için her şeyi yapabiliyor. Ağustos sıcağında koyu takım elbise giyen, saçlarını “keko” diye tabir edilen tarzda kesen, kirli sakal bırakan, bellerinde emanetle dolaşan yekpare kaşlı, asık suratlı tipler. (Bu arada Kürtçe Ağabey anlamına gelen Keko’nun konumuzla ilgisi yoktur)

Dizilerde mafya tiplemelerinin dışında birde gayri ahlaki yaşam tarzını genç dimağlara kazıta kazıta belleten diziler var:

Aldatan zenginler ve para için her şeyi yapabilen kenar mahalle dilberleri. Zenginler, paranın gücü sayesinde garsoniyerlerine çocukları veya torunları yaşlarındaki kızları götürürken genç kızlarda özendikleri sosyetik yaşama kavuşabilmek için kirli bir ilişkiye evet diyebilmekte.

İzleyin Türk dizilerini ve söylediklerimin doğru olup olmadığını görün.

Ayrıca bağıran, çağıran, böğüren bu dizi oyuncuları aldıkları astronomik ücretler sayesinde kendilerine özenen bir kitle oluşturmaktadır.

Birde sabah kuşağında yer alan gelin-kaynana programları ile ismini bile bilmediğim bazı programlar var. Bunlarda da birilerinin evine gidiliyor ve başlıyorlar tartışmaya. Senin evin demode, yaptığın yemek güzel değil, düğün resimlerin banel, ev eşyaların ve yemek masası düzenin berbat… vs. Öylesine kırıcı ve yıpratıcı tartışmalar ki insanın yüreği kaldırmıyor.

İşte tüm bu saydıklarım ve benzerleri sayesinde kendi dininden, örfünden, kültüründen uzak bir nesil yetişti. Milli ve manevi değerleri olmayan, ahiret inancı zayıf, para için her şeyi yapabilecek bir insan prototipi oluşturuldu. Seri üretime geçmeleri an meselesi. Böyle bir neslin üreteceği çocukları düşünmek bile istemiyorum. Sanırsam 2030’larda güzel ülkemin çokta güzel olmayan jenerasyonu bu günleri bizlere mumla aratacak, maazAllah.

Kitap zamanı: Bediüzzaman Said Nursi’nin yine eşsiz bir eseri. Barla Lahikası. Koca yürekli bir insanın acılarla, sürgünlerle, hapislerle dolu yaşamı. O neslin tamamı şimdi yok. Kendisine bunca acıyı yaşatanlara yine kendisinin ifadesiyle “zalimler için yaşasın cehennem”

Yazarın Son Yazıları
15.09.2025 13:30:05
11.08.2025 13:46:22
30.06.2025 12:26:42
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.