Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla…
Namazın 24 saate yayılmış olması, ibadetin yalnızca belirli zamanlara değil, hayatın her anına dağılması gerektiğini gösterir. Bu durum, kulun gün boyunca Rabb’iyle sürekli irtibat halinde olması gerektiğini bizlere hatırlatır.
Kulluğu ömrün son dönemlerine ertelemek ya da sadece mübarek gün, gece ve aylara hasretmek doğru bir anlayış değildir. Zira Resûlullah Efendimize, “Ey Allah’ın Resûlü, hangi ibadet Allah katında daha sevimli ve makbuldür?” diye sorulmuş, O da “Az da olsa, en devamlı olanıdır.” buyurmuştur.
Yüce Kitabımızda da, “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr, 15/99) ve “Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir.” (Meâric, 70/23) ayetleriyle ibadette asıl olanın devamlılık olduğu vurgulanmaktadır.
Bunlardan anlıyoruz ki; ibadetlerimizde istikrar esastır. Bir gün aşkla otuz rekât namaz kılıp, ardından günlerce bırakmak doğru değildir. Az ama öz, düzenli ibadet; Allah katında en sevimli olanıdır.
Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kimse dine galip gelemez.”
Yani insan, aşırıya kaçarak kendini zorladığında yorulur, zamanla gevşer. Hepimiz çevremizde bu duruma şahit olmuşuzdur: Bir dönem camiden çıkmayan, ardından tamamen bırakan insanlar…
İşte bu yüzden Allah katında makbul olan, devamlı yapılan ibadettir. Bir gün yapıp bir gün bırakmak değil; az da olsa istikrarlı bir şekilde sürdürmek en doğru olandır.
Rabbim, bizlere az olsun, öz olsun, fakat devamlı olan ibadet nasip eylesin.
Allah’a emanet olun, sağlıcakla kalın…