Bugün Batman’da araç kullanırken birkaç noktada durup yayalara yol verdim.
Her biri tebessüm ederek teşekkür etti. O an bir kez daha fark ettim ki; küçücük bir nezaket, hem karşımızdakinin hem de bizim günümüzü güzelleştirmeye yetiyor.
Trafik, yalnızca direksiyon başında araç kullanmak değildir. Trafik; ahlak, saygı ve vicdan kültürüdür. Yolda olmak; başkasının hakkına riayet etmeyi, sabırlı olmayı, anlayışı ve empatiyi öğretir. Bazen bir anlık dikkat, bir kazayı önler; bazen de içten bir tebessüm, bir gönül kazanır.
Ne yazık ki trafikte yol verme meselesi, gereksiz korna kullanımı ya da basit bir tartışma yüzünden çoğu zaman geri dönüşü olmayan acılar yaşanabiliyor. Daha da kötüsü, bu ihmaller can kayıplarına yol açabiliyor. Özellikle Batman’da yüksek sesli ve gereksiz korna kullanımının yaygınlaştığı açıkça görülüyor. Oysa korna bir uyarı aracıdır; öfkenin ya da sabırsızlığın dışa vurumu değildir. Birkaç saniyelik sabır, bir hayatı kurtarabilir.
Elbette hızla büyüyen bir şehirde trafik yoğunluğu zaman zaman kaçınılmazdır. Bu noktada devlet büyüklerimizin ve yerel yöneticilerimizin hayata geçirdiği ya da planladığı projeler büyük önem taşıyor. Güney Çevre Yolu ve Kuzey Çevre Yolu gibi alternatif güzergâhlar, şehir içi trafiği rahatlatma adına kıymetli adımlardır. Büyük bir heyecanla beklenen Batray projesi ise hayata geçtiğinde, ulaşımı daha düzenli, güvenli ve konforlu hale getirerek kent yaşamına önemli katkı sunacaktır.
Benim için ister araç park ederken ister trafikte ilerlerken en temel ilke şudur: Başkasının hakkına zarar vermemek. Çünkü trafik, yalnızca kurallar bütünü değil; aynı zamanda bir vicdan meselesidir. Direksiyon başında gösterdiğimiz saygı, aslında hayata ve insana verdiğimiz değerin aynasıdır.
Unutmayalım; trafikte ahlak, toplumda huzurun yoludur.
Birbirimize anlayışla yaklaştığımızda, yalnızca yollar değil, kalpler de açılır.