BAŞI KAPALI AMA… AÇIK GİYİNMEDE EKSEN DEĞİL, ŞAKÜL KAYDI

Sınavlara hazırlandığım dönemde İstanbul Üniversitesinin önünde tesettürlü oldukları için derslere alınmayan, okuldan atılan ve tartaklanan kız öğrencileri görürdük. Kamusal alan kendilerine yasaklanmıştı. Okulda ve sonrasında da resmi statüde türbana asla geçit verilmiyordu. Dahası askeri personellerin eşleri kapalıysa sözleşmelerinin yenilenmeyeceği tehdidiyle karşılaşılıyordu. Batı Çalışma Grubu denilen bir takım askeri personeller Milli Eğitim okullarına türbanlı öğretmen avına geliyor, yerelde ise Milli Eğitim il binasında namaz kılanlar türlü tehditlerle, soruşturmalarla yıldırılmaya çalışılıyordu.

Sincan’da post modern devrim yaşanıyor, sivil halkın geçiş güzergahlarına tanklar sevk ediliyor, Kuzey Kore’den hallice manzaralar yurdum insanını tedirgin ediyordu. O gün “1000 yıl sürecek” bir sürenin start verildiği duyuruluyor, mizansellerle tarikat mensupları yatak odalarında baskına uğruyor, iki Kemal akademide fırtına estiriyordu. YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu.

At izi ile it izinin birbirine karıştığı o karanlık ve kaotik dönemde sistem inançlı kesimin üzerinden silindir gibi geçti. Birçok kız öğrenci eğitimlerini ya askıya aldı, yada hayallerinden oldu. O gün türban için mücadele edenlerin çocukları şimdi üniversitede okuyor. Gelinen noktada başı örtülü bir Hanım artık kamusal alanda varlığını gösterebiliyor doktor olarak, asker ve polis olarak. O gün haklı bir mücadelenin büyük bedeller ödeyen mücahideler sayesinde yurdumun her yerinde kapalı bayanlar varlıklarını gösterebiliyor Bakan olarak, öğretmen olarak… vs. Kapalı bir bayanın eşarbı roketin pervanelerine takılmıyor, örümcek kafalı diyenlere duyurulur.

Ancaaak, köprünün altından çok sular aktı. En ulvi kavramların içinin boşaltıldığını, şekilsel benzerliğe rağmen ruhsal anlamda tam bir aymazlığın ortada olduğunu görüyoruz. Örnekler vermek gerekir ise;

Tv programında başı örtülü bir bayan var. Saçını kapatma şekli çok iyi ama aşağısı değil. İslamın bir ölçüsü var, beden hatlarının çok belirli olmaması gibi. Maalesef bu konuya dikkat edilmemekte.

Sokaklarda, üniversitelerde, kafelerde başı kapalı ama göbeği açık insanları acaba 1996 yılındaki mücahideler görseler ne derlerdi? Bizim mücadelemiz sizin için miydi, demezler miydi?

Başı kapalı ama ölçülü konuşmayan, hal ve tavırlarıyla belirli bir vakar sergilemeyen, argo ve hatta küfürlü diyaloglarla bizi şaşırtan bu dönemin kapalıları bir sonraki 30 yıl hakkında hiçte iyimser olmamamıza sebebiyet vermektedir. Hemen belirtelim ki annelerinin döneminde olduğu gibi taktıkları türbanın hakkını veren, ölçülü konuşan ve davranan Bayanlar bu kategoride değildir ve olamazda. Halen kendilerine emredilen ve beklenilen şekilde davranan bir çoğunluk olduğunu biliyoruz her ne kadar bu konuda istatistiki bilgilerimiz mevcut olmasa da. Ama yine de böyle olmayanları da görüyor ve şaşırıp kalıyoruz. Görmezden mi gelelim bu başları örtülü ama ….?

Esasında çok fazla örnek verebiliriz, biliyorsunuz ama adabımızdan müşahede ettiklerimizi kaleme dökemiyoruz. Bir çağ yangınında şaşırdık, bakakalıyoruz. Tesettürde gelinen son nokta maalesef bu

Ayrıca açık giyinmenin ölçüsü de şirazesinden çıktı. Belki Batman gibi Anadolu’nun uzak köşeleri Batı illerinden hallice muhafazakar diyebiliriz. Çok geçmeden burası da orası gibi olacaktır maalesef. Ancak neredeyse kişisel odasında giyebileceği şey ile kamusal alanda görünür olmak da neyin nesi?

Bazılarının açık giyinme konusunda ekseni değil şakulü kaydı resmen

Bu arada yakın tarihte yeni neslin bilmediği ve ortanca neslin ise istese bile unutamadığı bu halka türlü kötülükler yapmış olanları bu günden sonra zaman zaman ifşa edeceğim. Yaptıkları unutulmadı ve bizde unutturmayacağız. Yaşıyorlarsa Allah selamet vermesin, öteki aleme gitmiş iseler Allah rahmet eylemesin. Yazımın başında dediğim iki Kemal var ya iki Kemal. İnançlı ve mütedeyyin insanlara çok çektirdi, hayallerinden, kariyerlerinden etti. Bunlardan Kemal Gürüz ile ilgili bir haber metni dikkatimi çekti. Buyrun Efenim:

”Konyalı bazı imamlar, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve sizin (İst. Üniv. Rektörü Kemal Alemdaroğlu)cenazenizi yıkamayacaklarını ve cenaze namazınızı kılmayacaklarını söylediler https://www.milliyet.com.tr/gundem/prof-alemdaroglu-oldugum-zaman-yikayacak-biri-bulunur-5149994  Erişim Tarihi 25.09.2025

Kitap zamanı: Yazar Fyodor Dostoyevski. Eserin ismi Suç ve Ceza. Psikolojik tahlillerin sıklıkla yapıldığı bu klasik eseri okumanızı tavsiye ederim.