MİSAK-I MİLLİ

Yayınlama: 20.10.2019 15:21:32
Düzenleme: 15.12.2022 15:22
31
A+
A-

Türkiye Barış Pınarı Harekatına başladığında; Uzun zaman önce Paris’e yerleşen Süryani dostumun anlattığı anısı birden aklıma geldi. Bizzat anlatımı şu şekilde idi; Paris’te gezinirken büyük bir binanın önünde siyah pala bıyıklı ve üniformalı bir adam gördüm. Bu adam bizim oralıdır diye tahmin ettim. Yaklaşarak bir iki tur atıp yakından görmek istemiştim. Birden üniformalı ve pala bıyıklı adam beni ismimle yanına çağırdı ve beni tanıdın mı diye sordu? Hayır dedim. Köyümün ismini vererek sen bu köyden bu adamın oğlu değil misin diye sordu, evet dedi ve kendini tanıttı ben sizin komşu köyden yezidi bu adamın oğlu diyerek kendini tanıttı. Tanıdık bir simayı görmek beni sevindirmişti, ne iş yaptığını sordum? Müze bekçisi olduğunu söyledi ve istersem müzeyi gezdirebileceğini söyledi kabul ettim. Müzeden içeri girerken bir harita gösterdi aman Allah’ım yıl 2020 Türkiye Misak-ı Milli sınırlarında; daha dikkatli bakmaya başladım. Türkiye Irak ve Suriye’nin Kuzeyinde kalan Misak-ı Milli sınırlarını federasyon olarak toprağına dahil ediyor. Hatırlarsanız Kuzey Irak’ta mukim en büyük ve köklü aşiretlerini toplamış ve aşiretler İsviçre Mahkemesinde dava açarak, Türkiye’ye bağlanma taleplerini ileteceklerini ilan etmişler ancak Özal zamanı değil diyerek olayı unutturmamak adına gündeme getirmiş ve zamanı gelinceye kadar da rafa kaldırmıştı…
Haritanın yukarısı daha da ilginç; 2020 Yılında Türkiye-Azerbaycan tek devlet. Bilindiği üzere Osmanlının savaşı kaybedeceği ihtimaline karşı, Teşkilat-ı Mahsusa’ya bağlı olarak çalışan Kuşçubaşı Eşref Azerbaycan’ı yedek devlet olarak kurma görevini yerine getirmişti. Türkler Anadolu’nun işgalden kurtulamaması ihtimaline karşı  Azerbaycan hazırlanmıştı…  Hatırlarsanız rahmetli Başbakanımız Turgut Özal’ın Ermenistan’dan şöyle bir talebi olmuştu; Ermenistan’dan Azerbaycan ve Nahcivan arasında 5 Km. Eninde bir koridor tahsisi istemişti. Bu koridor Türkiye ve Azerbaycan’ı Nahcivan üzerinden karayolu ile birbirine bağlayacak ve Türkiye Cumhuriyeti ise karşılığında Ermenistan’a Türkiye’den toprak verecekti. 2020’de projenin gerçekleşme ihtimali yüksek. Zira Azerbaycan ve Ermenistan barış görüşmeleri titizlikle ve çetin pazarlıklarla sürmektedir…
Türkiye 2020 yılına girerken; pençe harekatı ile Irak Misak-ı Milli sınırlarını, Barış Pınarı Harekatı ile Suriye  Misak-ı Milli sınırlarına operasyon yapmaktadır. Trakya’da kalan parçanın ise bir şekilde halledileceği değerlendirilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Aklı uzun yıllardır bunun farkında, geçmiş darbeler, müdahaleler ve entrikalar çok fazla en yakın CIA’nın NGO (None Govermental Organisation) yani hükümet dışı organizasyonu olarak tanımlanan Fethullahçı Terör Örgütü aracılığı ile yapmaya çalıştığı 15 Temmuz darbesi boşuna yapılmaya teşebbüs edilmemişti. Kısacası  aslanı kafese koyma operasyonu idi. Koyamadılar bilakis gücünün farkına varmasına sebep oldular…
Türkiye 2020 yılı hazırlığına  çok önceden başlamıştı;  25.01.2006 ve  5449 sayılı Kanunla Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun ile ülke genelinde 26 Kalkınma Ajansı kurarak çalışmaya başlamış, ülkeyi 26 ekonomik olarak dilime bölmüştür. (Şu an için 10 kalkınma ajansı faaliyete geçiriildi) Bundan anlayacağımız eyalet sisteminin ekonomik alt yapısı kurulmuştu, Büyükşehir Yasası ise eyalet sisteminin siyasi üst yapısıydı. Barış süreci rasyonel bir şekilde süreci yürütebilseydi. Türkiye, Kürtler ve bölge ülkeleri refaha erecek ve kardeşçe yaşayacaktı. Pençe Harekatı ve Barış Pınarı yerine ticaret ve kalkınmayı konuşuyor olacaktık. Başkanlık sistemine geçiş te bu çerçevede değerlendirilebilir.

Özal’dan sonra bu meseleyi dillendiren ve kararlılıkla Misak-ı Milli vurgusu yapan diğer isim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Erdoğan’ “Eğer Misak-ı Milli’yi kavrarsak, anlarsak Suriye’deki sorumluluğumuzun, Irak’taki sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız. Eğer bugün ‘Musul-Kerkük üzerinde bizim sorumluluğumuz var, onun için hem masada hem de arazide olacağız’ diyorsak sebebi var” diyerek devlet aklını yeniden tedavüle soktu.
Kim ne derse desin ve kim ne yaparsa yapsın artık Türkiye Cumhuriyeti durdurulamaz. Bunu en iyi bilen harekat nedeni ile hop oturup hop kalkan ve kesinlikle net karşı duruşu sergileyen ülke Fransa’dır. Bütün ülkelerin başkentleri bu konudan haberdardır. Tabi ki İpek Yolu Projesi de bu bağlamda değerlendirilebilir. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan… 2020 yılı ve sonrası Türkiye ciddi anlamda sözü dinlenilir ve ciddi bir güç olacağı değerlendirilmektedir.

Murat Süleyman ERDEM
Siyaset Bilimci
16.10.2019

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.