PARANIN YÖNÜ

Yazıma yukarıdaki unsurları belirterek başlamak istedim.

Dünya üzerinde bulunan ülkelerin ve yaşayan insanların ölçüleri, genellikle sahip oldukları sermaye ile ölçülmektedir. Sermayesi büyük olan, çok olan ülkenin, dünyada diğer ülkeler arasındaki sözü daha çoktur. Diğer ülkeler üzerinde hakimiyet gücü veya yaptırım gücü daha fazladır. Ülkelerarası anlaşmalar dahi sermayeye bağlıdır. Ticaret üzerine prensipler kurulur. Her ülke ticaret yapacağı ülkeleri itina ile belirler. Sömürü geleneği üzerinden yol alırlar. Bir ülkenin sömürülmesi o ülkenin küçük ülke yada büyük ülke olması ile alakalı değildir. Daha çok sermaye gücüne ve gelişmişliğine bakılır. Kısacası paranın güçlü olduğu ülkelerin konumu, dünya üzerindeki yeri farklıdır.

Para sadece dünya ülkelerini birbirlerine karşı yönetmiyor. İnsanları da  toplum içinde yönetiyor. Şöyle bir bakalım günümüze. Parası olan çok kolay iş kurabiliyor ya da milletvekili olabiliyor. Bu harcamalar kimine göre fazla harcamalardır. Ama ilginç olan şu milletvekili olmasa bile ya da işini kuramasa bile parası olduğu için itibar sahibi olabiliyor. Yani ne kadar çok para, o kadar çok itibar.

Fakat öyle unsurlar vardır ki, dünyada sözünüzün geçmesi için, bir ülkede yıkılmaz  sağlam maneviyatlar vardır. Bu maneviyatları parayla satın alamazsınız. Mangal gibi bir yürek ne yazık ki pazardan satın alınmıyor. Gerçek sevgi, gerçek saygı, gerçek onur ve haysiyet ya da şerefi paranızla satın alamazsınız. Burada bahsettiğim maneviyatları, parası varken kazananlar, yine parası bitince bu maneviyatları kaybederler. Çünkü etrafında daha çok yalaka insanlar yer almıştır.

Peki ağzı dili olmayan demir ve kağıttan oluşan madde diye nitelendirilen para, nasıl oluyor da pek çok unsuru yönetebiliyor.

İnsanlardaki bitmez tükenmez egolarını tatmin etme duygusu, çoğu zaman insanlığı tehlikeli boyutlarına ulaştırabiliyor.

Terör illeti de bu tehlikelerden biridir. Kazanılan parayı terörde kullanan kişiler, gruplar  yada ülkeler dünya üzerinde yaşadıkları çevrelerinde büyük tehlike saçıyorlar. Bir de terörden ve ülke içinde çıkan iç karışıklıktan nemalananlar var. Büyük oynayanlar sermayeyi geniş tutmak isteyenler daha da ileri gidip ülkeleri birbirine düşürerek silah ve benzeri ticaretler yaparlar. Terörden dolayı yara alan ülkelere ilaç satarlar ve ekonomisi gerilemiş ülkeleri ise sömürü aracı olarak kullanırlar ve paranın yönünü buralara doğrulturlar. Sermayelerine sermaye katan ülkeler diğer ülkeler arasında daha da güçlü olurlar.  Terörden nemalananlar insanlık vasfını yitirmiş zavallı insanlardır. Tehlikeli ve ürkütücüdür. Para için elinden gelen kötülüğü yapanların durumu hazin ve vahimdir.

Para bizi yönlendirmemelidir. Biz nefsimize hakim olayı bilmeli, beynimize hükmetmeliyiz. Dünyanın en güçlü insanı kendi beynini iyi kullanan ve beynine hükmedendir. Egoları kötü kullanmak ise insan için tehlikelidir.