23 Haziran 2025 Batman için acı bir yas günü…
Batman Müze Müdürü Cabir Alper’in de içinde bulunduğu toplam beş kişi, Sason’da 3 bin metre yükseklikteki Meryem Ana Klisesi’nin restorasyon çalışması kapsamında, bilirkişi tespiti ve hukuki inceleme için görevlendiriliyor. Mahkemeye taşınmış, içeriği kamuoyunda tartışmalı olan iddialar üzerine başlatılan süreç, ne yazık ki görev başında can kaybıyla sonuçlandı.
Ama orada yaşanan durum, hukuki süreçlerden çok daha vahim bir trajediye dönüşüyor.
Mereto Dağı’nda yol mu var?
Yok!
Asfalt mı var?
Yok.
Beton yol mu var?
Yok.
Tabii ki koca bir “YOK” listesiyle başlıyoruz.
Bariyer, uyarı levhası?
Yok.
O yol, devletin “yol” dediği ama aslında çobanların kullandığı toprak bir keçi yolu.
Ölümle burun buruna, “ölmeyen şanslı” diyebileceğimiz cinsten.
Ve o yolda, böyle bir güzergâh için uygun olmayan araç görevlendirilmiş olduğu iddia ediliyor. Yolu olmayan yere zırhlı araç koy, araç devrilir. Sason’daki yetkili ne yapsın? Araç istemişler, vermiş. Normalde onların işi değil, araç kiralanır, ona uygun araçla çıkılır. Ama çıkılmamış. Araç gitmez oraya. AFAD ekibini getir, onlar bile besmeleyle Mereto’ya zar zor çıkar…! Oraya helikopter çıkar. Helikopterle gidilmesi gereken yer. 3 bin metreden bahsediyoruz. AVM’ye yada şehir merkezine gidilmiyor, ve buna rağmen risk analizi yapılmıyor…
Mermiye kafa atmak bu!
Araç freninin tutmadığı, boşaldığı ya da kazanın başka bir şekilde geliştiği söyleniyor.
Ama kimse “Neden bu şartlarda tüm heyet gitmek durumunda kaldı?”,
“Neden güvenlik önlemleri alınmadı?”,
“Neden görev iptal edilmedi?” diye sormuyor.
Yahu Allah aşkına, hangi şoför hangi kamu görevlisi bile bile ölüme gider?
Aslında oraya giden herkes ‘hâkimi, müdürü, bilirkişisi’ emir kulu.
Ama emir vermeden önce risk analizi yapılmadı mı?
Yolun durumu biliniyor muydu?
Bilmiyorsanız neden oraya ekip gönderiyorsunuz?
Biliyorsanız neden önlem almıyorsunuz?
Kazayı gören çoban ve köylüler, araçtakilere ulaşmaya çalışmış.
Ama ne zaman ulaşıldı, hâlâ meçhul.
Ne yazık ki Sason’da hâlâ AFAD birimi bulunmuyor.
Kozluk’ta da yok…
Taşra teşkilatlarında AFAD yok…!
Bu tür kazalarda zamanla yarışılırken, bu eksiklikler büyük bir güvenlik zafiyeti doğuruyor.
Kaza mı yaptınız, araç içinde mi sıkıştınız?
Ölmeden Batman’dan gelecek ekibi bekleyeceksiniz.
Nereye dokunsan elinde kalıyor!
Yola çıkarken ölmemek için dua etmekten başka şansınız yok.
Zaten yapılan asfaltlı yolların da çoğu kusurlu ve çökmüş durumda.
Allah’a emanetiz.
İlginç ve çarpıcı olan şu ki: Başka bir iddiaya göre de olay yerine ulaşmaya çalışan sağlık ekibinin iki aracı hararet yaptığı için hızlı şekilde ilerleyememiş.
Keşke olay yerine helikopter kaldırılsaydı!
3 bin metrelik yere helikopterden başka hangi araç çıkar acaba?
Kazayı geçelim…
O heyettekilerden biri kalp krizi ya da sıcaktan beyin kanaması geçirse ne olacaktı?
Kim müdahale edecekti?
Ambulanslar 3 bin metreye çıkamıyor, çünkü hararet yapıyor.
Gidin, açın kayıtlara bakın!
Üç araçta ondan fazla insan var.
Ya zincirleme kaza olsa?
Herkes aynı durumda kalsa?
Kim hesap verecek?
Her şeyi “kader”e bağlıyoruz amma…
Peki, neden Almanya’daki HANS bu durumu yaşamıyor?
Hans böyle bir taş yığınına, güvenliği bulunmayan, yolu dahi olmayan bir yere gönderilir mi?
Hayır.
Gitmez.
Gönderilmez.
Kaderse, Hans’ın kaderi yok mu?
Hans neden gitsin, canını yolda mı bulmuş?
Avrupa’da böyle bir olay yaşansa, hiçbir yetkili görevde kalmaz.
Bir avuç taşın kaldığı kiliseye restorasyon yapılsa ne olacak?
Yol yoksa, millet oraya ölsün diye mi gönderilecek?
Restorasyona karşı değiliz.
Ama önce şehir içindeki köstebek yuvasına dönmüş yolları onarın.
Suyu akmayan mahallelere su getirin.
Sason ve Kozluk ilçelerine AFAD ekipleri atayın.
Bu bölgelere uygun ambulans ve itfaiye araçları tahsis edin.
3 bin metreye helikopter çıkıyorsa, karayoluyla ulaşım da planlansın.
Trafik levhaları yerleştirin.
Uçurum kenarlarına bariyer koyun.
Sonra ister restore edin, ister kurdele kesin ama önce yol!
Bizde ise önce restore edilir, sonra yol yapılır, tabela dikilir ve en sonunda kurdele kesilir.
Risk analizi olmayınca, ortaya böyle ihmaller zinciri ve can kayıpları çıkıyor.
Kendine güvenen buyursun, aynı araçla Mereto’ya çıkıp insin, sonra tekrar konuşalım…
Peki Ankara ne yapıyor?
İçişleri Bakanı,
Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Batman AK Parti Milletvekili Ferhat Nasıroğlu bu olayın takipçisi olmalı…!
Bu insanlar sizin vatandaşınız,
Bu insanlar devlet görevlisi,
Kayıpların hesabı sorulacak mı?
Kamu vicdanı, bu sorulara artık yanıt bekliyor.
Mereto Dağı’ndaki bu trajedi, bir doğa kazası değil.
Kader hiç değil.
Bu, planlama eksikliğinin ve yönetsel ihmallerin yol açtığı zincirleme bir çöküştür..
Bu tür kayıplar “kader” diye geçiştirilemez.
Hayatını kaybeden beş kamu emekçisine Allah’tan rahmet diliyorum.
Geride kalanlara sabır…