Petrolspor’dan basına sansür!

Evet, futbolda olur böyle şeyler. Ama bu, olup biteni görmezden gelmemizi mi gerektiriyor?

Geçen hafta bir yazı yazdık. Dedik ki, bu takım profesyonel yönetilmiyor. Dedik ki, takımın içinde boş boş duran asalaklar var. Dedik ki, bu başarı Nasıroğlu’nun bireysel gayretiyle geldi ama yanında taşıdığı fırsatçılar takıma yükten başka bir şey değil.

Ne oldu biliyor musunuz?

Sayın Kulüp Başkanı alınmış. İçerlemiş. Darılmış. Ve Van’la oynanacak final maçı için hazırlanmış uçağın listesinden ismimizi sildirmiş. Vay efendim, eleştirmişiz.

Sayın Başkan, Petrolspor sizin şirketiniz değil. 1960’lardan beri bu şehirde yaşıyor bu takım. Sizinle birlikte doğmadı. Siz bu takımı devraldığınızda biz çoktan gazetecilik yapıyorduk. O uçağa binmek için torpil yapacak adam değiliz. Uçak biletimiz var bizim, çok şükür. Ama sizin gibi eleştiriye tahammülü olmayanlarla aynı uçakta olmak da şeref değil, onu da bilin.

Bugün çıkıp “takımı sevin ama eleştirmeyin” diyorsunuz. Kusura bakmayın, bu şehirde takımını seven eleştirir. Çünkü bilir ki, bu takıma yakışan başarıdır. Yalakalıkla, sessizlikle, fırsatçıları sırtında taşıyarak şampiyon olunmaz.

Takımda kimler görev almış, bakın hele! Devlet işçileri! Hem maaş alıyorlar, hem mesaiye gitmiyorlar, hem de kulüpte prim kapıyorlar. Batman Gençlik ve Spor İl Müdürü, devletin işçisini özel şirkete görevlendirmiş. Alenen kanunsuz!

Buradan soruyorum: Bu devlette müfettiş mi kalmadı? Sendikalar ne iş yapar?

Tam burada kısa bir öneri: Madem kanunsuz görevlendirmelerde bu kadar rahatsınız, biz de yerel basın olarak halı saha turnuvası yapacağız. Aynı devlet işçilerini bize de verin. Madem kulüp özel şirket ama devletten besleniyor, biz de aynı haktan faydalanalım. Olur mu?

Olmaz. Çünkü burada mesele hak değil. Burada mesele güç. Siz gücünüzü eleştireni susturmak için kullanıyorsunuz. Listeden ismimizi silerek eleştiriye sansür uyguluyorsunuz. Bu çok tanıdık. Ama nafile.

Petrolspor sizin değil. Bu memleketin. Babalarımızdan bize kalan bir miras. O mirası yönetiyorsunuz diye sahip olduğunuzu sanıyorsanız, büyük yanılıyorsunuz. Bu şehirde hâlâ yazacak cesareti olanlar var. Susmayanlar var.

Kırılan egolarınızla değil, kırdığınız düzenle ilgileniyoruz. Takım şampiyon olamadı çünkü siz doğru takımı kuramadınız. Nokta.

Şimdi daha da açık konuşalım.

Bu şehirde bazı koltuklar, kendini tapulu mal zannedenlerin eline geçmiş durumda. Kendini “Batman’ın sahibi” sananlar, eleştirilince daralıyor. Kardeşim, koltuğa oturuyorsan eleştiriyi kaldıracaksın! Başarısızlık varsa, elbette soracağız. Çünkü bu şehirde takım yenilince herkesin içi yanıyor ama bazıları sadece kendi itibarıyla ilgileniyor.

Mesela o uçak… Takımı destekleyen gazeteciler yerine, sezon boyu tribüne bile uğramayan protokol müdavimleriyle doldurulmuş. Hani halkın takımıydı bu? Hani herkesindi? İş seyahati mi o uçak, şampiyonluk gezisi mi? Yoksa gövde gösterisi mi?

Daha acı olanı şu: Bu şehirde yıllarını Petrolspor’a adamış isimler, sırf eleştirdi diye dışlanıyor. Ama torpille gelen, hiçbir emeği olmayanlar VIP koltukta. Ve birileri çıkıp buna “başarı yönetimi” diyor.

Güldürmeyin!

Devletin işçisini özel şirkete görevlendirmek açık açık suçtur. Bu görevler için ödeme yapılmadıysa zimmet, yapıldıysa kamu zararıdır. Ve bu şehirde artık birileri çıkıp “Yeter artık” demek zorundadır. Bu sadece bir futbol meselesi değil, bu bir kamu etiği meselesidir.

Sayın Gençlik Spor Müdürüne soruyorum.

Takım özel şirkette, ama devletin çalışanı kadroda. Hem de maaşla, primle. Bunun adı spor yönetimi değil, kamu kaynaklarının suiistimalidir. Eğer hâlâ koltuğunuzdaysanız, bu ülkede hukuk hâlâ çalışmıyor demektir. Şapkayı önümüze koymamız gereken yer tam burasıdır.

Petrolspor bir futbol takımı değildir sadece. Bu şehrin çocukluğudur, mazisidir, köküdür. Bizi biz yapan değerlerden biridir. O yüzden kimse çıkıp bu takımı kendi siyasi, ticari, şahsi kariyeri için kullanamaz.

Bu takım üzerinden nemalananlara son sözümüz şudur:

Siz bugün varsınız, yarın yoksunuz. Ama bu takım hep burada olacak.

Ve biz de hep yazacağız.