Hasankeyf’in sular altında kalmaması için birkaç idealist yıllarca uğraştı.
Ama sonunda bu coğrafyanın her zamanki gerçeği gerçekleşti: Haklı olan güçlü olmadı, güçlü olan haklı oldu ve Hasankeyf batırıldı.
***
Hasankeyf, batırılmadan önce tüm eksikliklerine rağmen turist akınına uğruyordu.
Şimdi ise insanların gelmesi için bir sebep kalmadı.
***
“Topraklarımız sular altında kalsın, istimlak parası alalım, devlet bize yeni evler yapsın” diyenlerin eline sadece birkaç kuruş istimlak parası ve/veya bir ev geçti.
Ama tarihin bir şahidi yok oldu.
Ayrıca kendilerinin ve gelecek kuşaklarının geçim kaynaklarını kendi elleriyle batırdılar. Şimdi ise kara kara düşünüyorlar ancak son pişmanlık fayda etmiyor…
Oysa ki yapılacak kimi tanıtım, ulaşım kolaylığı ve düzenlemelerle turizmden elde edilecek para her bölge ekonomisine hem de devlete, barajdan elde edilecek gelirden çok daha fazla para kazandıracaktı.
***
Zamanını, enerjisini, parasını Hasankeyf’in kurtarılabilmesi için harcayan Hasankeyf gönüllüleri…
-Kimileri onlara deli muamelesi yaptı, boş işlerle uğraştıklarını söyledi. Kimin boş işlerle uğraşıp uğraşmadığını insanlar zamanla anlıyor ancak son pişmanlık fayda etmiyor..
-Kişisel çıkarı olmadan bir şey yapmayan kimseler onlara şüpheyle yaklaştı; kimileri onların bu işte bir çıkarı olduğunu söyledi ancak çıkarlarının olması bir yana Hasankeyf’in varlığı için kendi ceplerinden yaptıkları masraflar onları zor duruma sokuyordu.
-Kimileri onları başka devletlerin ajanlığıyla suçladı ki bu da zaten büyük bir iftira ve karalamaydı.
-Zaman zaman tehdit edildiler, bu tehditler yüzünden buraları terk etmek zorunda kalanlar oldu.
***
Barajların birkaç yıl sonra bataklığa dönüştüğünü anlatmaya çalıştılar. Özellikle de barajlara akan sulara dışarıdan atık atılıyorsa durumun çok daha vahim olacağını söylemeye çalıştılar:
https://www.dha.com.tr/video/sazlidere-baraji-kurudu-piknige-gelenlerin-araci-batakliga-saplandi-video-2301460)
https://artigercek.com/guncel/salda-golu-batakliga-dondu-211134h
Barajların depremler sonucunda yıkılmaları halinde çok büyük sel baskınlarının olabileceğini ve bu durumun da çok tehlikeli olduğunu anlatmaya çalıştılar:
https://www.youtube.com/watch?v=k8Zo5QPy_RU).
Güneş ve rüzgar enerjisinin hidroelektrik santrallere ve nükleer santrallere alternatif olmaya başladığını daha o dönemlerde söylediler. Şu anki gelişmeler o zaman söylediklerinde kendilerini haklı çıkardı.
Ama kimseye laf anlatamadılar!..
***
Barajların tabiat üzerindeki yıkıcı etkilerinin farkında olan devletler barajlarını yıkmaya başlıyor:
https://www.fws.gov/story/2024-02/why-are-we-removing-dams
Zorê vadisi de mi baraja kurban edilecek?
Batman…
Çevresine birkaç küçük park, içine birkaç ağaç serpiştirilmiş bir beton yığınından ibaret olan şehir!..
Tüpraş’ın hemen dibinde bataklık alan üzerine kurulmuş olan çukur şehir.
***
Zorê vadisi ise cennetten bir parça: https://www.instagram.com/reel/C79iEfYIH39/
Batman, Sason ve Kulp arasında bir bölgede. Ulaşım imkanları çok kısıtlı, gidilmesi çok zor bir yer.
Cennetten bir parça olan bu vadiye baraj yapılarak yok edilmesi planlanıyor.
***
Seçim sistemi ileri olan toplumlarda insanların seçtiği yöneticiler toplumlarının hizmetkârı olmak zorunda. Bizim gibi toplumlarda ise insanların seçtiği yöneticiler toplumlarının başına ağa oluyor.
Bu durum bildim bileli böyledir ve toplumun mantığı bu oldukça da gelecekte de böyle olmaya devam edecektir.
Zorê Vadisini Yaşatma İnisiyatifi
Zorê vadisinin Hasankeyf gibi batırılması ya da kurtarılması, kaderi bizim elimizde.
Zorê’nin kurtulması için siyasi ve ideolojik hareketlerden bağımsız olarak toplumun bir bütün olarak sivil itaatsizlik tarzında inisiyatif alması gerekiyor.
Zorê vadisi kurtarılırsa ve ulaşım sorunu çözülebilirse hem bölge insanlarının nefes alıp rahatlayabilecekleri bir ortam oluşur hem de turizm hareketliliğiyle o civarda bulunan insanlar ekonomik olarak da güçlenir.
Hasankeyf örneğinde olduğu gibi toplum yine sessiz kalıp Zorê’nin batırılmasını seyir mi edecek yoksa Hasankeyf’in kötü tecrübesinden ders alarak onu kurtaracak mı, onu zaman gösterecek.
Tarihi ve yeşillik alanları koruyamayan toplumlar kendilerinde kuryamayacaklardır.