Rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla…
Kıymetli okurlarım, İkbal Gürpınar’ın “Yeniden Başla” kitabını okudum. İçinde dikkatimi çeken bazı mühim paragrafları sizlerle paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz…
Rahmân Suresi 26. ayette şöyle buyrulur: “Küllü men aleyhâ fân.”
Yani, “Yeryüzünde bulunan her şey yok olacaktır.”
Rabbimizin bu sesine kulak verdiğinizde, hayatta hiçbir şey için kahrolmaya değmeyeceğini daha iyi anlıyorsunuz. “Bu da geçer yâ Hû!” diyorsunuz, Hz. Mevlânâ gibi… Ve nihayetinde sığınacağınız tek yerin belli olduğunu görüyorsunuz: Gerçek Dost’a yöneliyorsunuz. Çünkü Vallahi de, Billahi de O’nun gibisi yok! (s.7)
Efendimiz (s.a.v) güzel koku sürer, her zaman tertemiz olur ve mis gibi kokardı. Özellikle topluma çıkarken, camiye giderken tertemiz elbiseler içinde olmamız gerektiğini söylerdi.
Son umre ziyaretimde, Arabistanlı bir beyefendi, Türk hacıların kılık kıyafetinin özensizliğine dikkat çekerek Mekke’de yaşayan Mustafa Hoca’ya şöyle demiş: “Türkiye’de insanlar camiye hep böyle mi bakımsız gidiyorlar? Oysa sevdiğimiz bir insanla buluşurken bile en güzel kıyafetimizi giyer, kokular sürünürüz. En Sevgili’ye bakımsız, kötü ve pis kıyafetlerle, ter kokusuyla çıkmak yakışır mı hiç Müslümana?”
Maalesef çok haklı bir serzeniş… (s.29)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Yazıklar olsun ahir zaman babalarına!”
Ashap sordu: “Yoksa müşrik mi olacaklar, Ya Resûlallah?”
Efendimiz (s.a.v) şöyle cevap verdi: “Hayır, Müslüman kalacaklar. Ama çocuklarına dini öğretmeyecekler. Hatta çocukları dini öğrenmek istediklerinde onlara engel olacak, onları sadece dünya malı kazanmaya yönlendirecekler. İşte ben böyle babalardan uzağım; onlar da benden uzaktırlar.”
Günümüzde sıkça duyduğumuz “Çocuklar kendi dinlerini kendileri seçsin” söylemleriyle bu hadis ne kadar örtüşüyor değil mi?
“Allah’ın rahmeti, çocuklarının iyi işler yapmasına yardımcı olan anne ve babanın üzerine olsun.” (s.30-31)
Son olarak, Kozluk Merkez Camii için yardımlarınızı bekliyoruz: 0535 209 43 46
Kalın sağlıcakla, Allah’a emanet olun.