Esemeyen Tepe-Çakma Hasankeyf -Ne sandınız?!

Ya bu nedir, hayatım boyunca böyle bir şey görmedim!

Şikayet mi ediyorsunuz?

Hiç hakkınız yok!

***

“Hasankeyf barajı yapılırsa Batman bir yarım adaya dönüşecek, havadaki nem artacak, insanların nefes alması zorlaşacak.

Baraj gölü –çok çok temiz bir toplum olduğumuzdan (!?)- bataklığa dönüşecek.

Hasankeyf devletlerin ve siyasi grupların strateji savaşlarına kurban ediliyor.”

Zamanında şunları söylediğimizde bize deli muamelesi yapıyordunuz, “ya bırak bu entel ayaklarını!” diyordunuz.

Bunlar daha iyi günlerimiz.

Aradan birkaç yıl daha geçsin görürsünüz.

Bu sıcaklık derecesiyle nem birleştiğinde Batman’da yaşamak neredeyse imkansız hale gelecek.

O zaman görürsünüz entel kim, deli kim, akıllı kim.

***

Bir Esen Tepe vardı, Esemeyen Tepe oldu.

O kadar ağaç kesildi.

Ağzınızı açsanız, “camiye karşı mı çıkıyorsun?!” diyorlar.

Ben ne camiye, ne okula karşı çıkarım. Gerçi günümüzdeki camilerin Muhammed Peygamber dönemindeki camilerle bir ilgisi yok, sadece namaz kılınan yerler ya, o da ayrı bir konu.

***

Üniversite yolu boyunca o kadar ağaç dikildi.

Basit bir hortum sistemi kurulursa her ağacın köküne gelen kısımda bir delik açılırsa ve mevsime göre su akışı ayarlanırsa o ağaçların sürekli yeşil kalmaları sağlanabilir, ama bile bile kurumaya terk ediliyorlar.

***

Klimalardan çıkan gazlar ve motorlarının sıcaklıkları şehrin sıcaklığını arttırarak daha dayanılmaz hale getiriyor.

İddia ediyorum, Batman’da herkes split klima kullanmayı bırakırsa, ciddi bir ağaçlandırma yapılırsa klimalara da gerek kalmaz, sadece ve sadece pervaneler serinlemeye yeter. Zemin katlarda akşamları pervaneye bile gerek kalmaz.

***

Beton yığınına çevirdiğimiz, yeşilliğe düşmanlık ettiğimiz bu cennet coğrafyayı kendi elimizle cehenneme çeviriyor, o cehennemde kendi kendimizi kendi elimizle cayır cayır yakıyoruz. Bu coğrafyaya layık mıyız acaba?