Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla…
Kıymetli okurlarım,
Bir kitapta rastladığım ibretlik bir kıssayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepimize ders olur inşallah… Ona göre yaşamaya, kul hakkına daha çok riayet ederek devam edelim.
Semerkant’ta yetişen büyük zatlardan Ebül Abbâs Dîneverî hazretleri, bir cumâ günü namaz için evinden çıkmıştı. Hava yağmurlu, yollar çamur içindeydi. Yürürken ayakkabıları çamurlandı. Temizlemek için etrafına bakındı ve bir bahçe duvarı gördü. Ayakkabılarını duvara sürerek çamurdan arındırdı. Ardından camiye gidip namaza durdu.
Fakat namaz esnasında içini bir huzursuzluk kapladı:
“Eyvah! Ben ne yaptım? Başkasının duvarını kirlettim. Bu da kul hakkıdır.”
Namazdan sonra hemen duvarın sahibini arayıp buldu. Meğer duvar bir gayrimüslime aitti. Ebül Abbâs hazretleri durumu anlatarak helâllik istedi:
— “Ne olur hakkınızı helâl edin!”
Adam şaşkınlıkla,
— “Helâllik isteyecek ne var ki? Zaten duvar çamurluydu” dedi.
Ebül Abbâs hazretleri ise ısrarla,
— “Doğru, ama bu bir kul hakkıdır. Lütfen helâl edin” karşılığını verdi.
Adam bu inceliğe hayret etti ve sordu:
— “Bu kadar hassasiyet nereden geliyor?”
Ebül Abbâs hazretleri,
— “Dinimizden. İslâm’da kul hakkı çok mühimdir” dedi.
Bu sözlerden çok etkilenen adam bir müddet sessiz kaldı. Ardından odada Kelime-i Şehâdet yankılandı… ve Müslüman oldu.
Rabbim bizleri kul hakkına riayet edenlerden eylesin. Kul hakkını yemekten bizleri muhafaza buyursun.
Kalın sağlıcakla, Allah’a emanet olun.