“Geç kalma.” “Yetiş artık.” “Vakit kaybetme.” Bu cümleler hayatımıza öyle sıkıştı ki artık iç sesimizin bir parçası oldular. Sanki durduğumuz anda bir şeyler bozulacak, bir eksiklik ifşa olacak, ya da değerimiz azalacak. Koşmak, bu çağın görünmeyen ibadeti gibi. Yavaşlık ise neredeyse bir utanç nesnesi. Günlük hayat bir yarış...