21. YÜZYIL EBEVEYNLİĞİNİN PARADİGMASI

Yayınlama: 05.11.2025 11:59:55
Düzenleme: 05.11.2025 14:06
44
A+
A-

Her zamanın bir hükmü var” sözü bazı şeylerin zamana ve mekana göre ayrıca toplumdan topluma değişerek farklılık gösterebileceğini ifade etmektedir. Aynı asırda gönderilmiş iki peygamberin gönderildiği toplumlar farklı olduğu için iki topluma kendi şartlarına göre farklı kanunlar gönderilmiştir. Çünkü herkes aynı karakter, mizaç ve kişiliğe sahip olmamakla birlikte zaman içerisinde de ihtiyaçlar değiştiği için bize göre doğru olan, başka bir toplumda veya zamanda geçersiz olabilmektedir.

Yaşamakta olduğumuz asırda ise hemen hemen her şey köklü bir değişim ve dönüşüme uğrayarak dijitalleşmiş yepyeni bir toplum ortaya çıkmıştır. 21. yüzyılın oluşturduğu çok boyutlu paradigma çocuk eğitiminde birinci muallim hükmünde olan ebeveynlerin çocuk yetiştirme sürecindeki rolünü ve sorumluluğunu oldukça önemli kılmış ve bu sürece çok boyutlu bir perspektif getirmiştir. Artık çocuklarımız sadece bizim eğittiğimiz bireyler değil, birçok bileşenin etkilediği şahsiyetler olarak yetişmektedirler.

Hz. Ali’nin “çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil onların zamanına göre yetiştirin” sözü çocuk eğitiminde göz ardı ettiğimiz çok veciz bir sözdür. Günümüzde anne-baba eğitimi ile ilgili birçok konferans ve toplantılar düzenlenmektedir. Bu gibi toplantılarda yapılan en büyük yanlışlık “biz çocukluğumuz da şöyle yapardık, siz niye bizim gibi davranmıyorsunuz?” mesajıdır. Maalesef birçok yazar, eğitimci ve akademisyen de seminer ve toplantılarında bu yanlış mantığı dinleyicilerine empoze etmektedirler. Bu yanlış mantığın en büyük nedeni bulunduğumuz zamanı doğru okumama ve zamanın gerektirdiği gibi davranmamaktır.

Çocuklarımızı bu zamanın gerekliliğinden olan ve toplum hayatını oldukça kolaylaştıran dijital dünyadan ve teknolojiden uzaklaştırmaya çalışmak hem mümkün hem de doğru değildir. Ebeveynlerin sürekli eğitimcilere sorduğu “çocuklarımızı teknolojiden nasıl uzaklaştıracağız” sorusu yerine “çocuklarımızın teknolojiyi daha iyi kullanmalarını nasıl sağlayabiliriz” sorusu sorulmalıdır. Çocuklarımızı teknolojiden uzaklaştırmaya çalışmak neredeyse ışınlamanın gerçekleşeceği bir hız ile ilerlemekte olan bir zamanda çocuklarımızın at arabasıyla ilerlemesini istemeye benzemektedir.

Değişim ve dönüşümün oldukça hızlı ve yoğun gerçekleştiği ve daha da artarak kaçınılmaz olduğu bir dünyaya doğru hızla gidiyorken yeni neslin önünde durup ilerlemelerini engellemeye çalışmak hem kendimize hem de geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza yapacağımız en büyük yanlış olacaktır. Çocuklarımızı engellemeyip teknolojiyi gerektiği gibi kullanmalarını sağlayarak onları hem teknolojinin zararlı olabilecek yönlerinden kurtarmış olur hem de teknolojiyi kullanmalarının yolunu açarak bilgi üreten, medeniyet kuran ve varoluşunun gerekliliğini ortaya koyan sağlıklı nesiller yetiştirmiş oluruz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.