Panik atak, kişinin aniden yoğun bir korku yaşadığı; kalbin hızla çarptığı, nefesin daraldığı, başın döndüğü ve “kontrolümü kaybediyorum” düşüncesinin eşlik ettiği bir durumdur. İlk kez yaşayanların büyük bölümü bunu kalp krizi ya da ölüm tehlikesi sanır. Oysa panik atak tehlikeli değildir; bedenin yanlış zamanda verdiği güçlü bir alarm tepkisidir.
Panik Atak Nedir?
Panik atak, birkaç dakika içinde şiddeti artan ve genellikle 10–20 dakika içinde kendiliğinden geçen bir kaygı nöbetidir. Bu sırada çarpıntı, terleme, titreme, göğüs sıkışması, nefes alamama hissi, baş dönmesi, uyuşma, gerçeklikten kopma ve ölüm korkusu görülebilir. Ataklar tekrar etmeye başladığında ve kişi “yeniden olacak mı?” kaygısıyla yaşamını kısıtladığında bu duruma panik bozukluk denir.
Neden Olur?
Beynimizde tehlikeyi algılayan bir sistem vardır. Gerçek bir tehdit olduğunda bu sistem devreye girer ve bedeni korumak için kalp atışını hızlandırır, nefesi artırır. Panik atakta ise bu sistem gerçek bir tehlike yokken çalışır.
Bu yanlış alarmın ortaya çıkmasında sıklıkla:, Uzun süreli stres, bastırılan duygular, kontrol ihtiyacının yüksekliği, geçmiş travmalar, “Güçlü olmalıyım” düşüncesi rol oynar. Yani panik atak bir zayıflık değil, bedenin artık yük taşıyamadığını anlatma biçimidir.
Neden Bu Kadar Korkutucu?
Panik atağın şiddeti, belirtilerin kendisinden çok nasıl yorumlandığıyla ilgilidir. “Kalbim hızlı atıyor, kalp krizi geçiriyorum” ya da “Nefesim daraldı, boğulacağım” gibi düşünceler korkuyu büyütür ve atağı besler.
Aslında panik atakta: Kimse kalp krizi geçirmez, kimse bayılmaz, kimse aklını kaybetmez atak mutlaka geçer.
Atak Anında Ne Yapılmalı?
Amaç atağı durdurmak değil, ona eşlik etmektir. Direnç azaldıkça atak da söner.
Tedavisi Var mı?
Evet. Panik atak tedavi edilebilir bir durumdur.
Psikoterapiyle kişi:
Son Söz
Panik atak bir düşman değildir. O, uzun süredir duyulmayan duyguların bedensel bir çağrısıdır. Panik atakla savaşmak yerine onu anlamaya başladığımızda, iyileşme süreci de başlar.