TERÖRİST İSRAİL

Bugün Filistin-İsrail savaşının 15. günündeyiz.

Yayınlama: 23.10.2023 13:50:23
160
A+
A-
Uzaklardan Farklı Bir Bakış, Birkaç Görüş…

Daha da açık söylemek gerekirse İsrail’in canice, hiçbir kural kaideyi umursamada ne ahlak ne de vicdan dinlemeden yaptığı soykırımın 15. günü bugün. Ve tüm dünya bir yaptırım ya da herhangi bir ültimatom yapma konusunda hala sorumluluk almış değil. Adeta üç maymunu oynuyorlar ve Müslümanlar bu korkunç durumu kınamakla kalmış durumda. 3 günlük yas ilan etmekle, oturduğumuz yerden kınamakla ne elde edilebilir bilemiyorum. Batıdaki devletler fiilen İsrail’in yanında durup destek veriyorken, destek olan devlet başkanları bizzat o topraklara gidip oradaki insanlara desteğini alenen açıklayabiliyorken bize daha fazlası düşmez mi varın siz düşünün.

Bu meselenin biraz olsun derinine inecek olursak; ilk kez 1799 yılında Fransız General Napolyon Bonaparte Filistin’de bir Yahudi devletikurma fikrini gündeme getirdi. O dönem Osmanlı yönetiminde olan Filistin, 1.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı topraklarının gizli anlaşmalarla paylaşılması ve İngilizlerin desteklediği dönemin Arapgüçlerinin Osmanlı Devletine son vermesiyle yavaş yavaş bu amacı gerçekleştirme yolunda adımlar atılmaya devam edildi. 1.Dünya Savaşı’na kadar Filistin bölgesine öbek öbek devam eden Yahudi göçleri bunun bir kanıtıydı ve bir süre sonra bölgeye devam eden göç dalgasıyla beraber artan Yahudilerle Araplar arasında anlaşmazlıklardan ötürü kanlı çatışmalar baş gösterdi.

Bölgedeki anlaşmazlığı çözemeyen dönemin mandacısı İngiltere bu sorunu 1947 de Birleşmiş Milletlere devretti. O dönem nüfusun 3te 1ini oluşturmasına rağmen yüzde 6 toprağa sahip Siyonistler, BM’nin kurduğu özel komitenin, bölgeyi Filistin ve Arap devletleri arasında bölmeyi önermesi üzerine bu teklifi elbette kabul etti fakat Arap Yüksek Komitesi diye anılan Filistinli temsilciler teklifi reddetmelerine rağmen paylaşım planı uygulandı. Plana göre Filistin’in yüzde 56,47’sini Yahudi devletine, yüzde 43,53’ünü de Arap devletine bırakılıyordu. Kudüs ise uluslararası bir idare altında olacaktı.1947’de BM Genel Kurulu’nda 33 ülkenin oyuyla plan onaylandı. 13 ülke karşı oy vermiş, 10 ülke de çekimser kalmıştı. 2.Dünya Savaşıyla beraber Hitler’in uyguladığı büyük Yahudi soykırımının da etkisiyle, Yahudilerin kaçması sonucu nüfusun daha da artması engellenemedi ve İngiliz güçleri bölgeden çekildi. Ardından 1948 de Tel Aviv’de 15 mayısta zorla bir Yahudi devleti kuruldu ve hala 15 Mayıs Filistinliler için “El Nakba” yani FELAKET günü olarak anılır.

Şimdi, daha kuruluş aşamasında savaş olan bir mesele bu kadar net bir şekilde ortadayken İsrail’in bugün yaptığı zulmü hangi vicdan sahibi kabul edebilir?

Filistin topraklarına zorla ve adi bir planla işgal dahi etmeden, sinsice burası zaten benimdir zihniyetiyle giren hukuksuz bir devletin bugün yaptıklarına hangi namuslu insan Filistin aslında İsrailindir diyebilir?

Savaş halindeyken hastane cami bombalayan, sivil hasta yaşlı kadın çoluk çocuk demeden katleden, bu derece hayvani hareket eden bir millete kim hangi hakla hak verebilir, destekleyebilir, sırtını sıvazlayabilir?

Ben söyleyeyim, namusu ve şerefi olamayan, vicdanı ve merhameti bulunmayan, Allahtan ve Allahın vadettiği Hesap Gününden korkmayan her kim varsa bunların yanında onların destekçisidir Vesselam…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.